Loading

KONSEPT

Seraser Fine Dining Restaurant, dünya mutfağını geleneksel motiflerle harmanlayarak sizleri kusursuz bir lezzet deneyimini paylaşmaya davet ediyor.

Dünya şaraplarından bonkörce; ama lezzetlerin arasından daha titizlikle yapılan bir seçimin benzersiz sunumu. Bir benzeri yapılabilir, ama Seraser’in mutfağını unutmanıza asla yetmez.

Tarihi Kaleiçi’nde, kalitesine tüm kalbinizle katılacağınız bir restoran ararsanız; soylu ruhlar gibi ne sadece altın ne de sadece gümüş sizlere yetsin, siz altın ve gümüşten örülen bir atlasa misafir olun.

SERASER ETKİSİ

Bakalım kusursuzluk ne kadar zor!

Sadece açlığa son vermek değil, sınırları daha da genişletmek. Görmenin, duymanın, dokunmanın, koklamanın ve tatmanın acemi açlığına son veriyoruz.

Sınırları umurumuzda değil. Bir akşamdan alınacak keyfin detayları ne kadar uzaklara savrulursa savrulsun, toplayıp bir araya getirdik. Taşlarının saltanat öyküleri anlattığı 300 yıllık bir konağa hapsettik. Meraklı ziyaretçilerimizi hayranlıklarıyla uğurlamak için bekliyoruz.

Seraser her ziyafete 5 duyusuyla katılan kalabalık ve coşkulu zaman çapkını ruhları ağırlıyor.

chef-1

Önce gözler… Seraser, esin perisi Tuvana’nın benzersiz aksesuarlarından aldığı ilhamla ve tatlı bir kıskançlıkla; el işçiliği mobilyalar, zamana gerçekten tanık eşyalar, heykeller, süsler ve taşlarla vücut buldu. Gözlerin açlığı, bu mükemmel takımın yaratıcı zihnindeki hayal mutfağında son bulacak.

Sonra kulaklar… Saygın piyano virtüözlerinin ve solistlerin canlı performans sunmadığı günlerde de kulaklarınızı okşayacak bir müzik ve ses kalitesiyle buluşacaksınız. Kadeh seslerinin ritminde, varlıkla yokluk arasında bir dinleti keyfi için…

Sonra koku… Akdenizin dev bir kokteyli andıran florasına birde şefin bahçesi eklendi. Şımarık kadınlar gibi çiçekler ve onlara âşık yoğun taze baharat yaprakları… Seraser’in anıları bizden uzak kaldığınız anlarda sizi bu rayihayla kovalayacak.

Seçilmeden yıllar önce hayal edilen değerli porselenlere, el işçiliği yemek takımlarına ve kadifenin büyüsüne, daha hayal etmeden dokunun. Özenimize ve sabah 12.00’ da başlayan heyecanımıza dokunmak için, bordo düşlerle aranıza çektiğimiz camdan perdelere dokunun. Gecenin müziği biraz da sizin olsun.

Sonra tadın. Seraser’den başka imzalara tahammül etmeyen bir lezzet mektubu gibi, her şeyi kendi ellerimizle yaptığımız bu deneyimi tadın.
Artık şaşırmadan ve üzerine pek fazla konuşup gecenin büyüsünü bozmadan devam edebilirsiniz.

Omzunuzdaki zaman ve lezzet çapkını melek sizi Seraser’de terk etti.
Gümüş ve altın sicimlerden örülen ‘Seraser’, akşamın sonunda serin bir kaftan gibi omuzlarınızda.

Zaman yaşayıp tükettiklerimizin en kıymetlisi…
Öyle yaşayın ki “Tadı damağınızda kalsın”